Hâl Dili
Şefkat Nasıl Olur?
Hüccetü’l-İslâm İmam Gazalî k.s. şöyle der:
Bil ki, Yüce Allah’ın yarattıklarına şefkat göstermek, O’nun emrini yüceltmektir.
Mahlukata şefkat şöyle olur:
• Senden bir şey isteyince verirsin.
• Onlara taşıyamayacakları yükü yüklemezsin.
• Akıllarının seviyesine göre konuşur, anlayamayacakları hallerden bahsetmezsin.
• Sevinçlerine ortak olur, üzüntülerini paylaşırsın.
• Bütün düşüncen, onlara din ve dünyaları için nasıl faydalı olacağın, din ve dünyalarına zararlı şeyleri onlardan nasıl gidereceğin olmalıdır.
• İnsanlara karşı öyle şefkatli olmalısın ki, birine sinek bile sıkıntı verecek olsa, bundan kalbin sızlamalı.
• Her müminin kalbini Allah için hoş tutmalısın. Bu sana birçok hac ve zaferden daha hoş gelmeli.
• Din kardeşinin izzet ve şerefini kendininkine tercih etmelisin. Aynı şekilde kendi zilletini din kardeşinin zelil olmasına tercih etmelisin.
Bunları başarabilirsen, Yüce Mevlâ’nın kullarına karşı şefkatle davranmış ve büyük bir fazileti elde etmiş olursun.
İmam Gazalî, Hak Yolunun Esasları
Kendini Kandıran Kimse
Hanefî mezhebinin fakihlerinden Ebu’l-Leys Semerkandî rh.a. şöyle der:
Kendini kandıran kişinin üç alameti vardır:
• Zillete düşeceği endişesi taşımadan şehevî arzulara dalması.
• Ardı arkası kesilmeyen hedefler peşinde koşarak tevbeyi ertelemesi.
• Amel ve ibadet etmeksizin ahireti için ümitvar olması.
Ebu’l-Leys Semerkandî, Tenbîhu’l-Gâfilîn
Kalpler, Haller ve Sözler
Rifâiyye tarikatının pîri Ahmed er-Rifâî k.s. bir nasihatinde şöyle der:
Kardeşler! Kalp doğru olursa ilhamın, sırların, nurların ve meleklerin uğrak yeri olur. Şayet bozulursa, karanlığın ve şeytanların uğrak yeri olur. Kalp düzgün olursa, önceden meydana gelmiş ve sonradan olacak şeylerin neticelerinden haberdar olur. Herhangi bir şekilde bilemeyeceği şeyler hususunda onu uyarır. Kalp bozuk olursa, sahibini huzurdan ve doğruluktan uzaklaştırır. Bundan dolayı müridin her bir nefesini inci tanesi gibi, hatta daha değerli görmesi gerekir. Yani alıp verdiği her nefesi kendini düzetmeye adamalı, hiçbirini zayi etmemelidir.
İbadetlerin ve taatlerin en faziletlisi, her an Hak Tealâ’yı hesaba katmaktır. Allah ile dostluğun alameti, O’nunla kalp arasındaki engelleri kaldırmaktır. Muhabbet, kalbe ekilen ağacın dallarıdır ve akıl kullanıldığı ölçüde meyve verir.
Tanınıp bilinmeyi, parmakla gösterilmeyi ancak akılsızlar arzular. “Beni sevin, ziyaret edin ya da bana ikramda bulunun” demek tasavvuf yoluna ait söylemler değildir. Marifeti kemale ermiş hiç kimse dünya ehlinin kapısında durmamıştır. Dünya ehliyle ünsiyet kurmak, Hak’tan kopmaktır. Mâsivâdan olan bir hususta üstünlük kurmak isteyen zelil olur. Yakînden (hakikatten) mahrum kalan kişi müttakîler mertebesinden düşer. Yüce Mevlâ kendisine yöneleni maksuduna ulaştırır. O’na yönelmek, O’nunla beraber olmak marifet ehlinin halidir.
Sizlerle hal diliyle konuşacak olsaydım, Mevlâ’nın izniyle altmış deve yükü kitap yazardım. Fakat ben sizlere şunları söylüyorum:
Bir kimse damağı kuruyana kadar söz söylese ve sözleri şeriatın zâhirine uymasa, konuşmayı terk etmesi daha evlâdır. Yine birisi hiç konuşmayacağı zannedilecek kadar sükût etse, ardından da kalpten gelen bir hal ile şeriatın zâhirine uygun bir söz söylese, Allah Tealâ onun sözünün işitilmesi için kalpleri açar, dinleyenler de onun sözünü kabul eder ve boyun eğerler. Böyle bir kimse için de bu söz yeterlidir.
Ahmed er-Rıfâî, Burhanü’l-Müeyyed
Sevene Müjdeler Olsun
Bir gün Ebu İdris Havlânî rh.a., Muaz b. Cebel r.a.’a;
– Ben seni Allah için seviyorum, dediğinde, Hz. Muaz r.a. ona şöyle demiştir:
– Müjde sana, müjde! Ben Rasulullah’ın s.a.v. şöyle buyurduğunu işittim:
“Kıyamet günü bir takım insanlar için Arş’ın etrafında kürsüler kurulur. Yüzleri ayın on dördü gibi parlar. O günde insanlar endişe içinde iken onlar hiçbir şeyden çekinmezler. İnsanlar korku içindeyken onlar korkmazlar. Onlar, Allah’ın kendilerine hiçbir korku ve üzüntü vermediği dostlarıdır.”
Efendimiz s.a.v.’e:
– Onlar kimlerdir, diye sorulduğunda şu cevabı verdi:
– “Onlar Allah için birbirini sevenlerdir.”
Ebu Talib el-Mekkî, Kalplerin Azığı
Sözler
“Nice küçük ameller vardır ki, niyet onları büyütür. Nice büyük ameller de vardır ki, niyet onları küçültür.”
Abdullah b. Mübarek rh.a.
“Bütün hayırların niyeti düzeltip güzelleştirmekte toplandığını gördüm. Niyetini gerçekleştiremesen de güzel niyet sana hayır olarak kalır.”
Davud-i Taî k.s.