Görüş Bildir

Bilmek Neye Yarar?

11. yüzyılın büyük âlimi İmam Gazalî rh.a., Eyyühe’l-Veled (Ey Oğul) adlı eserinde ilim ve amel münasebeti hususunda şöyle öğüt verir:

Aziz ve sevgili evladım! Allah Tealâ ömrünü ibadet ve itaat ile uzun kılsın ve seni sevdiklerinden ayırmasın. Gerçek nasihat, peygamberlik nurunun kaynağı Hz. Peygamber s.a.v.’e ait olan ve O’ndan aktarılanlardır. Eğer onlardan nasiplendiysen benim nasihatlerime ne ihtiyacın var! Şayet onlardan bir şey elde edemediysen, söyle bana, bu kadar yıl neyi tahsil ettin?

Ey Oğul! Rasulullah Efendimiz s.a.v.’in ümmetine yaptığı nasihatlerden biri de şudur:

“Allah Tealâ’nın kulunu rıza ve rahmetinden mahrum etmesinin alameti; kulun kendisini ilgilendirmeyen boş şeylerle meşgul olmasıdır.” (Tirmizî, Zühd, 11; İbn Mâce, Fiten, 12)

İnsan, ömrünün bir saatini bile yaratılış gayesi olan Hakk’ın rızasından uzak geçirse, o bir saati için uzun süre üzüntü ve pişmanlık duyacaktır. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulur:

“Her kim kırk yaşına ulaştığı halde hâlâ hayrı şerrine galip gelmiyorsa cehennem için hazırlansın.” (Şevkanî, el-Fevâidu’l-Mecmûa, Hâtime, No: 52)

İlim ehline nasihat olarak bu bile yeter!

Ey Oğul! Nasihat kolaydır; zor olan onu kabul edip gereğini yapmaktır. Nasihat, nefse boyun eğip kötü arzularından zevk alanlar için acıdır. Zira yasak edilen haram işler onların kalplerinde sevimli hale gelmiştir. Bu durum, daha çok üstünlük ve dünyalık elde etmek isteyen ilim talebelerinde görülür. Onlar, amele ihtiyaç duymadan ilmin kurtuluşlarına yeteceğini zanneder. Bu tavır filozoflara aittir ve yanlıştır. Acaba onlar ilmin amel olmadığı vakit kişinin aleyhine olacağını bilmiyorlar mı? Rasulullah Efendimiz s.a.v. bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Kıyamet gününde insanlardan azabı en şiddetli olanı, Allah’ın, ilmiyle kendisini faydalandırmadığı âlimdir.” (Beyhakî, Şuabu’l-İmân, nr. 1778)

Anlatıldığına göre sâlihlerden biri, Cüneyd-i Bağdadî k.s. hazretlerini vefatından sonra rüyasında görür. “Berzah âleminde durumun nasıl?” diye sorar. Cüneyd-i Bağdadî k.s. der ki: “Onca faydasız söz ve konuşma yok olup gitti. Özenle seçilerek söylenmiş sözlerden de bir eser kalmadı. Ancak burada faydasını gördüğüm, gece yarısı kalkıp Allah için kıldığım birkaç rekâtlık namazdır.”

Ey Oğul! Hayırlı amellerden yana iflas etmiş halde olma. Güzel hallerden nasipsiz kalma. Şuna kesinlikle inan ki, sadece ilim insanın elinden tutmaya, yani onu kurtarmaya yetmez. Şu misali düşün: Üzerinde pek çok silahla birlikte on tane de keskin Hint kılıcı bulunan cesur ve savaşçı bir adama ıssız bir yerde büyük bir aslan saldırsa ne yapmalıdır? Acaba o adam silahları hiç kullanmadan o aslandan kendisini koruyabilir mi? Elbette silahlarını kullanmadan aslana karşı koyamaz.

İşte bunun gibi, bir talebe de yüz bin ilmî mesele okuyup öğrense, fakat öğrendikleriyle amel etmese, bildikleri ona fayda vermez.



Semerkand Dergi Logo