Görüş Bildir

İçerisi Dışarısı

Necip milletimizin eleştirildiği hususlardan biri de evleri pîrü pâk ederken sokakları hoyratça kirletiyor olmak. Doğrudur, evlerimiz temizdir bizim. Ama belediyeler işlerini iki gün ihmal etse sokaklarımız, caddelerimiz çöp yığınlarıyla dolar. Öyle görünüyor ki “dışarı”yla pek ilgilenmesek de “içeride” temiz olmayı seviyoruz. 
Bu “ev” ve “içeri” üzerinde biraz durmak lazım. İnsanın asıl içerisi, asıl evi kendi içi değil midir? Nitekim rüyada görülen ev, genellikle kişinin kendisi olarak tabir edilir. Fakat bu “asıl içeri”nin temizliğine dair kelimelerimiz bile günlük kullanımda tedavülden kalkmış durumda. Bizim dergide sıkça kullandığımız, sizin aşina olduğunuz “tezkiye”, “tasfiye” ve hatta “nefs terbiyesi” gibi birçok kelime artık sadece ilgilisi tarafından biliniyor. 
Madem ev temizliği bizim için önemli, asıl ve hakiki evimizi temiz tutmanın bilgisi ve çabası da önemli. Bu ay “Nefs Tezkiyesi” başlığını bu yüzden dikkatinize sunuyoruz.
Bu ayki dergimizde özellikle dikkatinizi çekmek istediğimiz birkaç yazı daha var. İlki, hepimizin temel meselesi olan son nefesle ilgili. Abdülkadir Alioğlu, Kitab-ı Kerimimiz’in rehberliğinde kimin son nefesini ne şekilde vereceğini, “Asıl Yurdun Eşiğinde” nasıl karşılanacağını kısa ama özlü anlatıyor. 
Diğer bir yazı da bu ayki tefsir yazımız. Belki namazlarda da okuduğumuz kısa surelerden olan Hümeze suresinin tefsirine baktığınızda muhtemelen irkilecek, başkası hakkındaki tavırları, konuşmaları bir kez daha düşüneceksiniz. Sadece konuşmaları değil, sosyal medyanın genel geçer dilini de gözden geçireceksiniz.
Aramıza yeni katılan genç kardeşimiz Harun Tanır, Cenab-ı Hakk’ın rızasının da gazabının da bize küçük görünen işlere bağlı olabileceğini bir hadis-i şeriften yola çıkarak anlatıyor. Yazının başlığı “Cennet Yakın, Cehennem de...” Yine genç kardeşlerimizden Abdusselam Yiğit, “Dışı Saray İçi Virane” başlıklı yazısında bugünün itibar anlayışına odaklanıyor. Siraceddin Önlüer, yine bugünün büyük meselelerinden biri olan doyumsuzluğun çocukluktaki altyapısını ele alıyor, çözümüne dair önemli ipuçları sunuyor. 
“Paris Musâhabeleri”, “Yarını Tarihle İnşa Etmek”, “Komşuluk Nerede?”, “Başarı mı Muvaffakiyet mi?” başlıklı yazılarımızın yanı sıra Akaid, Fıkıh, “Derviş Bohçası”, “Tasavvuf Klasikleri” gibi köşelerimiz de ilginizi bekliyor. 
Üç Aylarınızı tebrik eder, cümle hayırlara vesile olmasını temenni ederiz. Mart sayımızda buluşmak üzere inşallah. 
 


Semerkand Dergi Logo