Kalmadı
Pusu dolu hep başka yollar
O’na varandan başka yol kalmadı.
Düşmanlık dolu bütün yönler
O’nun vechinden gayri cihet kalmadı.
Azgın dalgalar dört bir yanda. Deniz kabardıkça kabarmış. Çalkalanmakta durmadan bütün kâinat. O’na sığınmaktan başka çare kalmadı.
Dost dost dediklerin sırtından vururlar. Yüzüne gülerler, dönünce hançer çekerler. Kalmadı mertlik, diz boyu kalleşlik. O’ndan başka gerçek dost kalmadı.
Âlimdir dedik hikmetsizlere. Biliriz dediler hep bilmediklerine. Götürdüler milleti bilinmedik yerlere. Allâmü’l-Guyûb’dan gayri âlim kalmadı.
Çare diye sarıldık çürük iplere. Serap gördük düşünce çöllere. Kayboldu ümitler, dönüştü hayallere. O’ndan başka Hablü’l-Metîn kalmadı.
Kalbimizi sardı dünya sevgisi. Gözümüzü bürüdü makam hasreti. Yolumuzu şaşırttı tamah gayreti. O’nun sevgisinden başka ilaç kalmadı.
Sen ben diye hep çekişmeler... Herkes ister ki “hep beni dinleyeler!” Sözünün üstüne başka söz istemezler. O’nun kelâmından başka kelâm kalmadı.
Aka kara derler, karaya da ak. Gerçek zannettikleri sahtedir, bak! Tersyüz eden hakikati, ahmak. O’nun hikmetinden başka hakikat kalmadı.
Doğru diye saptılar eğri yollara. Kargalar yol gösterdi kılavuzlara. Dönüp dolaşıp saplandılar sahralara. Sırat-ı müstakimden başka yol kalmadı.
Sarıldı güçlüler hep zulümlere. Reva gördüler işkenceyi âhir zaman ümmetine. Hayatlar dönüştü ölümlere. Gayret-i İlahî’ye dokunmaya çok bir şey kalmadı.
Yerin altı üstünden hayırlı. Göçenler sevgili, kalanlar sevdalı. Karıştı hayretle hayat ölüm sarmalı. Cennete de cehenneme de çok mesafe kalmadı.
Semada yankılanır mazlumun sesi. Arş’a kanatlanır şehitlerin nefesi. İniltiler yırtar toprak kafesi. Ehl-i ıstıraba icabete engel kalmadı.
Felsefe diye girer şüphe zihinlere. Özgürlük diye diye ahlâkı sererler yere. İlaç diye zehir verirler nesillere. Şâfi-i Hakiki’den başka derman kalmadı.
Mutluluk umarlar şekâvet yolunda. Kurtulacaklar sanırlar düşme tuzağında. Karanlığa boğulur dibe vardığında. O’nun nurundan başka ışık kalmadı.
Tehlike dolu hep başka yollar
O’na yönelmekten başka çare kalmadı.
Bin bir tuzakla sarılmış istikametler
Hıfz-ı İlahîden başka kurtuluş kalmadı.