Görüş Bildir

Üç Aylar

7 Mart Perşembe Regaib Kandili

8 Mart Cuma 1 Receb, Üç Aylar’ın Başlangıcı

Zamanın Bereketi

Allah Rasulü s.a.v. bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Beş şey gelmeden önce beş şeyi ganimet bil: İhtiyarlığından önce gençliğini, hastalanmadan önce sıhhatini, fakirliğinden önce zenginliğini, meşguliyetinden önce boş vakitlerini, ölümünden önce de hayatını!” (Buhârî, Rikak 3; Tirmizî, Zühd 25)

Bu hadis-i şerif bize zamanın bir nimet ve ikram olduğunu, kıymeti bilinmediğinde telafisi imkânsız şekilde heba olup gideceğini hatırlatır.

Zamanın farkında olmak, onu ebe­di hayat için sermaye yapmak bütün müminler için sorumluluktur. Fakat bazen bu sorumlulu­ğumuzu unutup geçici meşguliyetlere aldanarak vaktimizi ziyan edebiliyoruz. Bu halden kurtulmak, kendimize gelmek için bir uyanışa, sarsılmaya ihtiyaç duyuyoruz. Bir vesile bulup yanlışlarımızdan dönmeyi, yüzümüzü ilahî rahmet dergâhına çevirmeyi arzuluyoruz.

İşte böyle bir başlangıç için Yüce Mevlâ bizlere bazı bereketli zamanlar ihsan etmiştir. Bu zamanlar, kulluk şuurumuzu tazelemek, Âlemlerin Rabbi’ne yönelmek, günahlarımızdan tevbe etmek, dünyadan yakamızı kurtarıp kalplerimizi temizlemek için Allah Tealâ’nın seçtiği zamanlardır.

Üç Aylar’ın Hakkı

Takvimlerimiz bu ay böyle seçilmiş zamanlar olan Üç Aylar’ın gelişiyle şereflenecek. Bu zamanlar, Cenab-ı Hakk’ın müminler için yarattığı, ruhen, fikren ve bedenen toparlanma mevsimidir. Öyle ki, Allah Rasulü s.a.v. bu kutlu zaman diliminin ilk ayı olan Receb girdiğinde, “Allahım! Receb ve Şaban’ı bizler için bereketli kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 259) diye dua ederdi.

Receb, Şaban ve Ramazan ayları, müslümanın olgunlaşma yolunda derin bir nefes aldığı, manevi inşasının kuvvetlendiği aylardır. Bu aylarda ilahî rahmet ve feyz müminlerin gönüllerini huzura ve sükûna gark eder. Yediden yetmi­şe bütün müslümanları kuşatan, kucaklayan rahmet yağmuru adeta bütün toplumu arındırır. Muhtaçlar, zayıflar, komşular, evlatlar, büyükler hatırlanır. Ümmet-i Muhammed’in birlik ve kardeşlik şuuru yeniden uyanır.

Enes b. Mâlik r.a.’ın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Allah Rasulü s.a.v. bu ayların önemine şöyle dikkat çeker:

“Receb, Allah Tealâ’nın diğer aylar arasından seçtiği bir aydır. Her kim bu ayın hakkını verir, onu yüceltirse Allah Tealâ’nın emrini yüceltmiş olur. Her kim Allah Tealâ’nın bu emir ve buyruğunu yüceltirse Allah onu Naîm cennetine koyar ve ondan razı olur.

Her kim Şaban ayının hakkını verir ve onu yüceltirse benim buy­ruğumu yüceltmiş olur. Benim buyruğumu yücelten kimsenin ise kıyamette şefaatçisi ve yardımcısı olurum.

Ramazan ayı ise ümmetimin ayıdır. Her kim Ramazan’ın hakkını verir, hürmetsizlik etmez, gündüzlerini oruçla geçirip gecelerini ibadetle ihya eder de haramlardan korunursa, Ramazan ayından çıktığında günahlarından temizlenmiş olur.” (Beyhakî, Şuabü’l-İmân nr. 3813)

Receb Ayı ve Regaib Kandili

Receb ayı, ay takviminin yedin­cisi, Üç Aylar’ın ise başlangıcıdır. Bu yıl 8 Mart’ta başlayacak olan bu mübarek ay, “haram aylar” diye nitelenen aylardan biridir. Hadis-i şeriflerde bu ayda yapılan ibadetlerin, tutulan oruçların önemi ve fazileti vurgulanmıştır. Küçük yaştan itibaren Efendimiz s.a.v.’in hizmetinde olan Enes b. Mâlik r.a. Peygamberimiz s.a.v.’in bu aya verdiği önemi şöyle aktarır:

Rasulullah s.a.v.’in şöyle dediğini işittim: 

“Cennette Receb isimli bir nehir vardır. Sütten daha beyaz ve baldan daha tatlıdır. Kim Receb ayında bir gün oruç tutarsa, Allah Tealâ o kimseye bu nehirden tattıracaktır.” (Beyhakî, Fedâilü’l-Evkât nr. 8; Şuabü’l-İman nr. 3800; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl nr. 24260)

Yine bir hadis-i şerifte Receb ayında tutulan orucun kıymeti hakkında şöyle buyrulur:

“Bir kimsenin Receb ayında bir gün oruç tutması, bir senelik oruç tutması gibidir. Yedi gün oruç tuttuğunda o kimseye cehennemin yedi kapısı kapanır. Sekiz gün oruç tuttuğunda, ona cennetin sekiz kapısı açılır. On beş gün oruç tuttuğunda ise semadan bir seslenici, ‘Geçmişte yaptığın bütün günahların bağışlandı. Kötülüklerin iyiliğe çevrildi. Haydi yeni ameller işlemeye koyul!’ der.

Kim bu ayda iyilik ve ihsanı artırırsa Allah da onun için ihsan ve nimetini artırır. Nuh a.s.’ın gemisi Receb ayında sulara açıldı. Bu ayda oruç tuttu ve beraberindekilere de oruç tutmalarını emretti. Nuh a.s.’ın gemisi Muharrem ayının onuna kadar tam altı ay bu halde devam etti.” (Beyhakî, Şuabü’l-İman nr. 3801)

Receb ayında iki mübarek gece bulunur. Bunlardan biri Re­gaib, diğeri ise Miraç gecesidir. Bu sene Regaib kandili 7 Mart Perşembe gecesi, Miraç kandili de 2 Nisan Salı gecesidir.

Regaib; ihsanlar, ikramlar de­mektir. İbadet ve taatin, hayır ve hasenatın Allah katında kat kat ihsan ve ikramlarla karşılık bulduğu bu gece, müminler için Cuma ve kandil olması sebebiyle çifte bayramdır.

Efendimiz s.a.v. Regaib gecesi yapılan duaların geri çevrilmeye­ceğini haber verir. Dolayısıyla Üç Aylar’ın bu ilk mübarek gece­sinde yüce Mevlâ’dan af ve mağ­firet dilenir, ihsan ve ikram bekle­nir. Bu gece ümidin, teveccühün ve beklentinin gecesidir.

Allah Tealâ’dan Üç Aylar’ın bütün İslâm âlemine hayırlar getirmesini temenni ederiz. Cenab-ı Hakk’ın yeryüzüne indireceği bereket ve inayetinden nasiplenmeyi ümit ederiz.

Üç Aylar’da Ne Yapmalıyız?

Üç Aylar’ın ma­nevi ikliminden nasiplenmek için dikkat etmemiz gereken hususlar kısaca şunlardır:

• Namazlarımızı cemaatle kıl­maya özen göstermeliyiz.

• Kaza namazlarımız varsa bunları kılmalı, yoksa elimiz­den geldiğince nafile ibadet­lere yönelmeliyiz.

• Sünnet olan oruçları tutmaya gayret etmeliyiz.

• Kur’an-ı Kerim’i çokça okumalıyız.

• Kulluğumuzu gözden geçire­rek, eksik ve hatalarımızla yüzleşmeliyiz. Bu ayları, alışkanlık haline getirdiğimiz günahlardan yakamızı kurtarmak için fırsat bilmeliyiz.

• Üç Aylar’ı günahların affı için fırsat bilip samimiyetle sık sık tevbe ve istiğfar etmeliyiz.

• Akrabalarımızla, komşu ve dostlarımızla yakınlığımızı ar­tırmalıyız.

• Fakir ve muhtaç kimselere yar­dım elimizi uzatıp, bütçemiz nispetinde kayda değer sada­kalar vermeliyiz.



Semerkand Dergi Logo