Görüş Bildir

İşleri Kime Götürmeli?

17. yüzyıl sûfî âlimlerinden Abdullah b. Alevî el-Haddâd k.s. Faniden Ebediyete adlı kitabında Kur’an ve Sünnet’e bağlılık hususunda şunları söyler:

Kardeşim! Kur’an ve Sünnet’e sımsıkı sarılmaya dikkat et. Çünkü bu ikisi Allah’ın doğru dini ve dosdoğru yoludur. Kim onlara tutunursa selamete erer, kâr eder, doğru yolu bulur ve korunur. Kim de onlardan saparsa yoldan çıkar, pişman ve helak olur, beli kırılır. Bu ikisini kendine hâkim ve idareci kıl. Allah ve Rasulü’nün tavsiyesine uyarak her işinde onlara müracaat et.

Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildirilmiştir:

“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e ve sizden olan ulü’l-emre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu Allah’a ve Rasul’e götürün (onların talimatına göre halledin). Bu hem hayırlı hem de netice bakımından daha güzeldir.” (Nisâ 59)

Ayet-i kerimedeki “Allah’a ve Rasul’e götürün” ifadesi, “Kur’an ve Sünnet’e götürün” anlamındadır.

Efendimiz s.a.v. bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurur:

“Size öyle bir şey tavsiye ediyorum ki, eğer onlara sımsıkı yapışırsanız hiçbir zaman sapkınlığa düşmezsiniz. Bunlar Allah’ın Kitabı ile benim sünnetimdir.” (Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, 15/9)

Eğer hiçbir inişi yokuşu olmayan, dümdüz ve apaydınlık bir yola girerek hidayet üzere olmak istiyorsan, bütün niyetlerini, bütün ahlâkını, bütün amellerini ve sözlerini Kur’an ve Sünnet’e arz et. Bunlardan Kur’an ve Sünnet’e uygun olanları al, aykırı düşenleri terk et. Daima ihtiyatla amel et, en güzele tâbi ol, dinde bid’at çıkarma ve müminlerin yolundan başka bir yola tâbi olma. Yoksa dünyanı da ahiretini de kaybedersin. İşte bu, apaçık hüsranın ta kendisidir!

Dinde sonradan ortaya çıkmış bid’atlardan ve karışık görüşlerden sakın. Nitekim Allah Rasulü s.a.v. şöyle buyurmuştur:

“(Dinde) sonradan ortaya çıkan her şey bid’attır; her bid’at ise sapıklıktır.” (Ebû Davud, Sünnet, 6)

Yine buyurmuştur ki:

“Kim bizim şu işimizde (dinimizde) olmayan yeni bir şey uydurursa, o reddedilir.” (Buhârî, Sulh, 5)

Kur’an ve Sünnet’e sımsıkı sarılmayan, Rasulullah s.a.v.’e tâbi olmakta bütün gücünü sarf etmeyen, buna rağmen Allah Tealâ katında makam sahibi olduğunu iddia eden kişi havada uçsa, suyun üzerinde yürüse, uzun mesafeler kendisine kısalsa ve daha nice olağanüstü şeyler gösterse bile ona iltifat etme.

Çünkü böyle şeyler şeytanlar, sihirbazlar, kâhinler, falcılar, müneccimler ve diğer sapıklar için de gerçekleşebilir. Böyle aldanmışlar, ancak Allah’a şüpheyle ibadet edenlerin kafalarını karıştırır.

Akıl ve basiret sahipleri ise, müminlerin Allah’a yakınlık derecelerinin Rasulullah s.a.v.’e tâbi olmaya bağlı olduğunu bilirler.  O’na itaat ne kadar kâmil manada olursa, Allah’a yakınlık o derece tam olur.



Semerkand Dergi Logo